Seferihisar'ın iskelesi Sığacık, Sevimli Evleri ve Sıcak İnsanlarıyla...
SIĞACIK İzmir'e 50 kilometre uzaklıkta sevimli mi sevimli,cana yakın eski bir balıkçı köyü.Yörenin cana yakını neyin nesi demeyin. Seferihisar'ın iskelesi olan Sığacık,sahilde limanı çevreleyen bir kalenin içine kurulmuş. Kıvrılarak giden daracık sokaklarda dolaşırken, özgün mimarisini koruyabilmiş pek çok eve rastlamak olası. Üstelik insanı da sıcacık.Sığacık'ın geri planı her türlü meyve ve sebzenin bolca yetiştiği doğal bir hal görünümünde.Yol boyunca dizili tezgahlarda, anında toplanmış salatalık,domates,patlıcan,biber...
O kadar mı? Üzüm, kavun,karpuz her çeşit meyve.
Sığacık’a gittiğiniz zaman, yemek için en önemli alternatif tabii ki deniz ürünleri.
Limandaki balıkçıların her gün tuttukları taze balıklar birkaç lokantaya getiriliyor.
Salatala malzemeleri ve yeşillikler ise çevredeki bostanlardan taze taze. Özellikle balık mevsiminde giderseniz mercan, fangri, kupes, barbun ve çipura gibi birbirinden lezzetli balıkları yiyebilirsiniz.
Otel ve pansiyonlar, diğer tatil köylerine göre bir hayli ucuz. Otel ve Pansiyonlar daha çok Sığacık kalesine yakın konuşlanmış durumda. Pilajlar bir kilometre kadar ileride.Pilajlar a minibüs ve belediye otobüsü çalışıyor.Sığacık limanında denize girilmiyor.Sığacığa kadar gitmişken Çevre koyları tanımamak,oralara gitmemek olmaz. Günübirlik motor turları Papaz boğazı,Taş ada,Azmak,Aktaşlı ve çamcağız'ı kapsıyor. Tabiki Deniztufan - Selinda Tekneleriyle Özel Turlar düzenlemek mümkün oluyor.
SEFERİHİSAR
Seferihisar'da güneş M.Ö. 3000 yıllarına uzanan eşsiz güzelliklerin üzerine doğar. Günümüzde de değerini yitirmeyen bu tarihsel adres, yüzyıllardır insanların muhteşem Ege mavisi ile berrak güneşini keşfettiği bir belediyede 27 km'lik sahil şeridinde birbirinden güzel koylar ve doğal plajlar mevcuttur.
Seferihisar; tarihsel zenginliğin yanı sıra 375 kilometrekarelik dev bir mandalina bahçesi gibidir.Doğal güzelliklerle bezeli 8 köyü 2 beldesi (Ürkmez ve Doğanbey Peyanlı) vardır. Evliya Çelebi 17.yy'da Seferihisar adının Sivrihisar olmasına rağmen burada hisar bulunmadığı, bağlar içinde yükselen kayaların hisara benzediğinden bahsetmekte 4 mahalle, bahçeli 1200 ev, hamam, 7 çeşme, çarşısında 20 dükkan bulunduğu kasabanın ürünlerinin bol, halkı zengin kasaba olarak tanımlamıştır.
SIĞACIK
Sığacık tarihte İon medeniyetine ait 12 şehirden biri olarak biliniyor. İsminin denizcilere sığınak olan bir yer olmasından geldiği belirtilen Sığacık hakkında anlatılan öykü şöyle...
‘‘Bir gün denizciler Ege'nin azgın dalgalarına kapılır. Fırtına onları gecenin koyu karanlığında yakalar. Hiçbir yeri göremedikleri için kurtuluş ümitleri kalmaz. Derken top şeklinde bir ışık ortaya çıkar. Denizciler bu ışığı takip ederek Sığacık Limanı'na ulaşır ve kurtulurlar.’’
Limanın hemen yakınında bulunan Mustafa Efendi Türbesi'ni, limana sığınan bir denizcinin dua yeri olarak yaptırdığı söyleniyor. Çevresinde 13. yüzyıldan kalma yazılar mevcut.
Sığacık, eşsiz deniziyle yıllarca Ege'nin en lezzetli balıklarına,en usta balıkçılarına kucak açmış bir tatil yöresidir.Yat turizmine elverişli 45 kapasiteli yat limanının yanı sıra pek çok deniz sporlarının (sörf) yapılabildiği en uygun koylarımızdandır. Akkum plajları, mütevazı tesisleri ile gün boyu faydalanabileceğiniz geniş bir koyda ziyaretçilerini ağırlar.
Sığacık Türkiye'nin en temiz ve en soğuk koylarından olan mavi bayraklı, mucizevi bir şekilde poyraz tutmayan ve dipten denize karışan tatlı kaynak suları sebebiyle diğer koylara oranla daha soğuk olan Ekmeksiz plajına ev sahipliği yapar. Koyun yamaçlarında çam ormanlarıyla kaplı camping ve piknik alanları bulunur.
Pırıl pırıl bir denize ve güneşe sahip olan Sığacık'ta zamandan ve dünyadan habersiz kalabilmek için çok fazla şeye ihtiyacımız yoktur,çünkü bu bakir ve büyülü yer sizi tüm gerginliklerinizden ve sıkıntılardan habersizce uzak tutar.
Kış aylarında sımsıcak insanlarının yaşadığı Sığacık, tatil yöresi olarak yaz sezonunda pek çok yerli ve yabancı turiste kapılarını açar.Ne kadar yazarsak yazalım ,anlatırsak anlatalım cümlelerimiz bu doğa harikası için yetersiz kalır.
TEOS
Ege havzası medeniyetimizin başlangıcı M.Ö.4000-3000 yıllarına iner.Bu süre içinde havzada GİRİT-MORA-İYONYA ve ADALAR Medeniyetleri görülür. Giritlilerin medeniyetine, Mora'ya yerleşen Akalar son vermiştir. Akaların Mora medeniyetini de Yunanistana kuzeyden giren Dor'lar yıkmışlardır.
Küçük Asya Tarihi adlı eserin yazarı Sari Teksiye Teosu M.Ö. 2000 yıllarında Akalardan kaçan Giritliler tarafından kurulmuş olan Karya'lıların bir şehri olarak gösterir.M.Ö. 1190 yıllarında Darların önünden kaçan Akalar ve bazı Yunan kavimleri Batı Anadolu sahillerine göçmeye başladılar .İlk kafile Atamas'ın başkanlığında Teos'a çıktı ve çok iyi karşılandı. Bu iyi kabul duyulunca, Apeküs komutasında ikinci büyük kafile geldi.Yerlileri azınlıkta kalan Teos böylece bir karya şehri olmaktan çıktı ve İYON şehri oldu. BÜYÜK DÜNYA TARİHİ adlı eserin yazın Jak Pirenni'ye göre Teos en parlak devrini M.Ö.900 yıllarında Asurluların tesis ettiği barış döneminde yaşadı. Bu dönemde Teos, Millet, Piriyene, Efes, Sisam, Kolofon, Kalaomen, Eritre, birleşerek bir İyon fedarasyonu kurdular. Bu federasyon maden işlemede, Deniz ve kara ticaretinde ve bankacılıkta dünyaca ün aldı.
Heredot Tarihine göre M.Ö.546 da Persler, Lidya'yı yıkınca lyonya, Persler'e karşı savunma durumunda kaldı, iyon ittifakına Teos. 17 gemi ve asker vererek katıldı. (O vakit bu birliği Paçalıların 3 gemi verebildiği düşünülürse, Teos'un gücü daha iyi anlaşılır.)
Pers savaşlarından sonra Atina safında Attik-Delos Deniz Birliğine katılan Teos, ikinci Peleponnes savaşlarında Atina'nın Sicilya felaketi üzerine Ispartalıların Zoru ve Tsaferin (Seferihisar) papası Takes'in aracılığıyla İsparta hakimiyetini tanımış ve Atinalıların kara tarafına yaptırmış olduğu surların yıkılmasına ses çıkarmamıştır. Bu surlar, 4 Aşırın sonlarında şehri süsleyen mabetlerle birlikte tekrar Atinanın yardımıyla yaptırılmıştır. Bu günkü kalıntıların çoğu ve sur izleri bu asra aittir.
Teos Tarihini araştıran Ahmet Ersoy Derlemesinde M.Ö.2.yüzyılda, Suriye Selefkoslar Kralı Antokyüs ile Romalıların savaşında, Teos'un Selefkoslara yardımının önlenmesi için Romalılar tarafından sıkıştırıldığını, bu sırada Teos limanı açıklarında cerayan eden deniz savaşlarında Roma ya büyük yardımlarda bulunarak. muftelif bir yenilgiyi önlediklerinden bahseder.Nitekim Romalıların Anadolu'ya hakimiyetinden sonra Teos bir süre Bergama Krallarına bağlı kalmıştır. Teos Hıristiyanlığı ilk kabul eden şehirlerdendir.İzmir'e bağlı olarak bir ara Teos'a Beş Aziz birden oturmuş ve burası etkin bir din merkezi haline getirmişlerdir.
M.Ö.17.yılında Roma İmparatoru Tiberyus'un devrinde Ege'de şiddetli depremler başladı. Bu depremler aralıklı olarak iki yüzyıl kadar sürdü. Bütün Ege şehirleri yardımlaşarak yıkılanları tamiri, yaralıları sarmaya çalıştılar ise de deprem üstün geldi.Şehirler yıkıldı,ahali deprem bölgesini terke mecbur kaldı.işte Teos bu suretle harabe haline geldi.
Teos ilk 12 lon kentinden biridir. Burada denizcilik, ticaret, şarapçılık .zeytinyağı üretimi ve yünlü dokumacılık gelişmiştir. Teos'un içki kapları (seramik endüstrisi) arkaik çağda da ünlüydü.
Ticaret ve denizcilikle zengin olan Teos'u önce Lidyalı'lar, daha sonra M.Ö.545 yılnda Mardonius komutasındaki Persler toprak tepeleri yürüterek yaptıkları kuşatmayla bölgeyi ele geçirmişler, Teos'lular bunun üzerine gemilerine binerek kolonileri
Abdera'ya kaçmışlardır. Pers istilası sırasında geometrici ve filozof Thales burayı lon'lularm Perslere karşı kuracakları konfedarasyonun merkezi olrak önermiştir.
Şehir 6.yüzyılda meşhur lirik şair Anekreon'u yetiştirmiştir. P ers işgali sırasında bu şair Atina ve Sisam saraylarında yaşamış, daha sonra yine Teos'da ölmüştür.
5.yüzyılda Teos ilk atom teorisini kuran Demokritos ve Petrikles'in danışmanı sofist Protogarast'ın yurdu olmuştur.
Anadolu lon mimarisini yeniden doğuşunda Pytheos'un katkıları Hermoneges'in yazdığı kitapla kural haline gelmiş, önce Roma daha sonra Rönasans mimarisini etkilemiştir. Tapınakta ibadet gören Dianisos Setaminios (Baharın ilk meyvesi ) lakabı ile tanınmaktadır, aynı zamanda bu tanrının yalnız tiyatro ve şarap tanrısı değil verimlilikle ilgili bir tabiat tanrısı olduğunu da belirtmektedir. Tapınaktaki Kült heykeli ayakta duran vücudu S şeklinde kıvrım yapan Dianisos'un bir elinde Tyhros (Asa) dayalı, bir elinde Kantharos (içki kabı) tutan bir heykeli vardır
Tapmağın yapıldığı gri yoğun kireç taşı karagöl diye bilinen taş ocaklarından çıkarılmıştır. M.Ö 6. yüzyıldan itibaren işletilen bu ocaklardan elde edilen gri taş Roma devrinde Roma ya kadar ihraç edilmiştir. Piri Reisin haritasında Sığacık kalesini gösterememekteyiz. Ancak , büyük olasılıkla Piri Reis'in önerilerine uyularak Palak Mustafa Paşa tarafından Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos seferi sırasında Teos Örenyeri taşocağı olarak kullanılarak Sığla Kalesi yapılmıştır.
Roma devri sonunda, bizans devri başlarında Teos Piskoposu, Efes Metropollüğüne bağlı olarak , hrıstiyan konsülüne katılmıştır.
Yine tarihi kaynaklara göre Teos içinden geçen mermer yol, bir ucundan kilizyum denilen Urla iskelesine ve devlet hastanesinin bulunduğu adaya, oradan da Eritre adı verilen büyük şehir bugünkü Çeşme'nin ildir Köyüne bağlanmakta. Diğer ucundan ise Lebedos'a , Efes'e, oradan da Lidyanın başkenti olan Şart şehrine uzanarak, Ninova ile bağlantı kurulmaktadır.
M.Ö 2 . yüzyıla ait pekçok Teos eseri Paris Müzesinden İzmir Arkeoloji Müzesine getirilmiştir. Daha sonraki yıllara ait Roma, Bizans devri tarihi eserleri de Fransız Profesör Robert ve Meboron tarafından incelenerek çok kıymetli seramik parçalar , kabartmalar ve heykeller bulunmuştur.Bunların bir kısmı yurt dışına kaçırılmış,bir kısmı da İzmir Arkeoloji müzesine alınmıştır.
AKKUM PLAJI
Abdera'ya kaçmışlardır. Pers istilası sırasında geometrici ve filozof Thales burayı lon'lularm Perslere karşı kuracakları konfedarasyonun merkezi olrak önermiştir.
Şehir 6.yüzyılda meşhur lirik şair Anekreon'u yetiştirmiştir. P ers işgali sırasında bu şair Atina ve Sisam saraylarında yaşamış, daha sonra yine Teos'da ölmüştür.
5.yüzyılda Teos ilk atom teorisini kuran Demokritos ve Petrikles'in danışmanı sofist Protogarast'ın yurdu olmuştur.
Anadolu lon mimarisini yeniden doğuşunda Pytheos'un katkıları Hermoneges'in yazdığı kitapla kural haline gelmiş, önce Roma daha sonra Rönasans mimarisini etkilemiştir. Tapınakta ibadet gören Dianisos Setaminios (Baharın ilk meyvesi ) lakabı ile tanınmaktadır, aynı zamanda bu tanrının yalnız tiyatro ve şarap tanrısı değil verimlilikle ilgili bir tabiat tanrısı olduğunu da belirtmektedir. Tapınaktaki Kült heykeli ayakta duran vücudu S şeklinde kıvrım yapan Dianisos'un bir elinde Tyhros (Asa) dayalı, bir elinde Kantharos (içki kabı) tutan bir heykeli vardır
Tapmağın yapıldığı gri yoğun kireç taşı karagöl diye bilinen taş ocaklarından çıkarılmıştır. M.Ö 6. yüzyıldan itibaren işletilen bu ocaklardan elde edilen gri taş Roma devrinde Roma ya kadar ihraç edilmiştir. Piri Reisin haritasında Sığacık kalesini gösterememekteyiz. Ancak , büyük olasılıkla Piri Reis'in önerilerine uyularak Palak Mustafa Paşa tarafından Kanuni Sultan Süleyman'ın Rodos seferi sırasında Teos Örenyeri taşocağı olarak kullanılarak Sığla Kalesi yapılmıştır.
Roma devri sonunda, bizans devri başlarında Teos Piskoposu, Efes Metropollüğüne bağlı olarak , hrıstiyan konsülüne katılmıştır.
Yine tarihi kaynaklara göre Teos içinden geçen mermer yol, bir ucundan kilizyum denilen Urla iskelesine ve devlet hastanesinin bulunduğu adaya, oradan da Eritre adı verilen büyük şehir bugünkü Çeşme'nin ildir Köyüne bağlanmakta. Diğer ucundan ise Lebedos'a , Efes'e, oradan da Lidyanın başkenti olan Şart şehrine uzanarak, Ninova ile bağlantı kurulmaktadır.
M.Ö 2 . yüzyıla ait pekçok Teos eseri Paris Müzesinden İzmir Arkeoloji Müzesine getirilmiştir. Daha sonraki yıllara ait Roma, Bizans devri tarihi eserleri de Fransız Profesör Robert ve Meboron tarafından incelenerek çok kıymetli seramik parçalar , kabartmalar ve heykeller bulunmuştur.Bunların bir kısmı yurt dışına kaçırılmış,bir kısmı da İzmir Arkeoloji müzesine alınmıştır.
Bizim teknelerimiz sığacık limanında bulunmaktadır. Sezonla birlikte hergün buradan Egenin eşsiz temiz ve mavinin yeşille buluştuğu koylarına geziler yapmaktayız. Gezilerimiz gayet temiz bir ortamda yapılmaktadır.
Yeni Tekne Turu Sezonumuz başlamıştır. Sizleri Aileniz ile katılabileceğiniz, Egenenin Muhteşem gizli koylarına ve bilinmeyen mağralarına davet ediyoruz.
İsteğe bağlı olarak, grupların veya şirketlerin özel olarak günlük kiralayacabileceği teknelerimiz ile mangal keyfini yaşayarak diledikleri koyda veya adada istedikleri kadar kalabilirler, kendi güzergahlarını kendileri belirlerler.
Özel tekne turlarında, teknede sadece siz ve grubunuz bulunur, tekne ve personelin tüm hizmeti size özeldir. Yani ailenizle,arkadaşlarınızla veya kendi gurubunuzla denize açılarak Sığacık koylarının keyfini çıkarabilirsiniz.
Bizim teknelerimiz Sığacık limanında bulunmaktadır. Sezonla birlikte hergün buradan Ege nin eşsiz temiz ve mavinin yeşille buluştuğu koylarına geziler yapmaktayız. Aileniz ile katılabileceğiniz gezilerimize bekliyoruz.
İlkbahar ve Yaz Sezonuna, Sizleri Egenin en güzel gizli koylarında ve bilinmeyen mağralarında buluşmaya davet ediyoruz.
Teknelerimiz Hergün 10:30'da Sığacık Limanından hareket edip, saat 17:30'da tekrar limana geri dönmektedir.
Turlarımız
1. Durak Çamur Banyosu
Turda bulunan en eğlenceli koylardan birisidir. 45 dakika boyunca, dağlardan gelen tatlı suyun deniz içerisinden kaynaması sonucu oluşan bu doğal çamurdan faydalanabilir ve yüzebilirsiniz.
2. Durak Harabeler Koyu
Tarihi özelliği ve güzelliğiyle bilinen bu koyda 30 dakikalık mola verilmektedir. Eski bir yunan liman köyü olan koyda deniz ticareti için yapılmış kayalardan oyma merdivenler ve taşlardan yapılmış ev yıkıntılarını ziyaret edebilirsiniz.
Aynı zamanda Ege bölgesinde ilk matbaanın kurulduğu liman köyü olarakta bilinmektedir.
3. Durak Mağaralar Bölgesi
Yüzyıllar boyunca değişken doğa koşullan sonucu oluşan görsel güzelliğe sahip mağaralar bölgesinden 5-10 dakikalık geçiş esnasında bu doğal güzelliği izleyebilir ve fotoğraflarını çekebilirsiniz.
4. Durak Papaz Boğazı
Papazların yaşadığı ve sığındığı bölgeden ismini alan bu koyun ortasında demir atılarak yaklaşık 1 saatlik yemek molası verilmektedir. Farklı bir atmosferde deniz tarih ve doğayla iç içe yemeğinizi yatımızda yedikten sonra yüzebilir ve kumsalda yürüyüş yapabilirsiniz.
Yemeklerde taze balık, salata, spagetti servisi yapılır.
(Lütfen önceden rezervasyon yaptırın.)
5. Durak Taş Ada
Koyun oldukça sığ ve tamamıyla kumsal olması burayı özellikle çocuklar ve yüzme bilmeyenler için ideal bir hala getirmektedir.
30 dakikalık mola boyunca yüzebilir, güneşte bronzlaşabilir ve kumsalı gezebilirsiniz.
6. Durak Akvaryum
30 dakikalık mola esnasında güzel doğasıyla ve akvaryum gibi pırıl pırıl deniziyle ünlü bu koyda son defa yüzme imkanınızı değerlendirebilirsiniz. Ayrıca yeraltından denize karışan memba suyunun soğukluğunu hissederek günün yorgunluğunu atabilirsiniz.
Hem sağlığınız için faydalı hem de bu doğal güzelliği sizlerde Selinda gezi tekneleriyle doyasıya yaşayın.
Balık avını sizler için daha keyifli hale getirmek için bu avda kullandığımız tekne ve ekipmanıda bu amaclara uygun hale getirdik.balık avına tufan, selinda, selinda 1 ve 2 isimli teknelerle çıkmaktayız. Teknelerimizde tuvalet, duş, yatmak veya dinlenmek için kabinler ve yataklar, mutfak, buzluk ve tabi tuttuğunuz balıkları pişirebileceğiniz bir mangalımız mevcuttur. Ayrıca teknede bulunan dip sonarlarıyla ve tecrübeli kaptanımız aracılığıyla balıkları ve dipteki kayalıkların yerini tesbit ederek balık avını daha heyacanlı ve keyifli hala getiriyoruz ,
Tabiki teknede kullanılan ekipman kadar balık avında kullanılan olta misina ve yemlerinde önemi büyüktür. her yörede kullanılan olta takımları birbirinden farklı olabilmektedir. Doğru takımları kullanmak amacıyla balığa cıkmadan önce tekne personelince olta takımlarının gözden gecirilmesi faydalı olacaktır.
Yem olarak genellikle mamun, sardalye, sülinez, karadez gibi yemler daha etlili olmaktadır.
Balık avları sırasında en sık yakaladığımız balık türleri kupes, mercan, fangri, çipura, karagöz, isparoz, istavrit, kolyoz ve kırma mercandır.
Bunun yanında sığacık limanından cıkıp balık avlama noktasına varıncaya kadarki sürede rapala yo-zuri gibi sahte yemlerle sırtı çekerek palamut, yazılı orkinos, barakuda(turna), akya, sarıkuyruk, lüfer, torik gibi balıklarıda yakalayabilirsiniz. Sabah erken saatlerde cıkıp akşam güneş batana kadar avlıyoruz.
Çipura, mercan, fangri, karagöz gibi dip balıkları akşam suyunda daha verimli av vermektedir.
Bu yüzden akşam suyunu beklemek daha etkili olmaktadır. Şartlar uygun olduğunda bu balık avı maceranız güzel bir anı olarak hatırlayacağınız bir gün olacaktır.
Dünyada benzeri var mıdır bilinmez? Bir metropol ve ona son derece yakın el değmemiş bir doğa cenneti. Ne kooperatifler, ne amaçsız kalabalıklar, ne de sanayi henüz ulaşamamış Sığacık’a. Sığacık İzmir’e 50, Seferihisar’a ise sadece 5 kilometreuzaklıkta. Son derece korunaklı bir limana sahip. Zaten adı da “sığınak” kelimesinden geliyor. Yüzyıllarca denizciler Ege’nin öfkeli dalgalarından Sığacık Limanı sayesinde kurtarmışlar canlarını. Günümüzde liman eski şaşalı günlerine ulaşacağı anı bekliyor sabırsızca. Çünkü güzel haberler var. Ege’nin eşsiz yat limanlarından biri doğuyor Sığacık’ta. Proje hayata geçirileceği günleri sabırsızlıkla bekliyor. Yat limanının yeri ve Sığacık koyuna yapacağı olumsuz çevresel etkiler tartışılsa bile projeye adım atılmış bile. Sığacık’ın bir diğer özelliği de rüzgarı. Öyle ki bölge Alaçatı kadar karakteristik bir rüzgara sahip.
Bu son derece benzersiz konumunun bir armağanı Sığacık’a. Sörf tutkunları için Alaçatı’ya ciddi bir alternatif ve rakip olması bekleniyor. Ancak daha zaman var. Tıpkı turizmde olduğu gibi. Çünkü gelir seviyesi yüksek sörfçülerin konaklayabileceği otel ve pansiyon sayısı oldukça sınırlı günümüzde. Halen üç otel ve sadece 15 pansiyon hizmet veriyor Sığacık gezginlerine. Ancak bölge turizm yatırımları açısından eşsiz olanaklar sunuyor yatırımcılara. Nitekim büyük turizm yatırımları başlamış bile.Ünlü bir havayolu şirketimiz beş yıldızlı bir otel inşaatına başlamış bile. Sığacık’ın bir diğer özelliği de rüzgarı. Öyle ki bölge Alaçatı kadar karakteristik bir rüzgara sahip. Bu son derece benzersiz konumunun bir armağanı Sığacık’a. Sörf tutkunları için Alaçatı’ya ciddi bir alternatif ve rakip olması bekleniyor. Ancak daha zaman var. Tıpkı turizmde olduğu gibi. Çünkü gelir seviyesi yüksek sörfçülerin konaklayabileceği otel ve pansiyon sayısı oldukça sınırlı günümüzde. Halen üç otel ve sadece 15 pansiyon hizmet veriyor Sığacık gezginlerine. Ancak bölge turizm yatırımları açısından eşsiz olanaklar sunuyor yatırımcılara. Nitekim büyük turizm yatırımları başlamış bile. Ünlü bir havayolu şirketimiz beş yıldızlı bir otel inşaatına başlamış bile.
Sığacık’ın kimilerine göre en büyük şansı kimilerine göre ise en büyük şanssızlığı bölgenin büyük bir kısmının SİT alanı olması. Koruma altındaki bu bölge el değmemişliğini SİT alanı olmasına borçluyken bölgenin diğer turistik kasabalarına oranla geri kalmış olması da yine SİT alanı olmasına bağlanıyor. Sığacık ziyaretçileri lezzetli Ege balıklarını göreceli olarak daha ucuz fiyatla bulabiliyorlar şirin Sığacık restoranlarında. Ama özellikle bölgedeki balık çiftliğinden kaynaklanan çevre kirliliği balık jenerasyonunu hızla azalmasına yol açıyor. Trol avcılığının da bu konudaki etkisini unutmamak lazım.
Sığacık bir kıyı kasabası, belki de bir balıkçı köyü. Yerleşim koyun yani Sığacık Limanı’nın çevresine yayılmış. Liman çevresindeki Ortaçağ kalesi de bu durumu kanıtlıyor. Günümüzde şirin, küçük lokantalara, pansiyonlara dönüşmüş bu yapılar. Hafta sonları İzmirlilerce nefes almak için kullanılıyorlar. Ancak keşfedilmemek karışık duygular yaratıyor Sığacık sakinlerine. Aynı anda hem bu sakinliğin huzurunu hem de keşfedilmemişliğin ekonomik sıkıntılarını yaşıyorlar. Ama eminiz ki Sığacık kısa bir süre sonra huzur arayanların mabedi olacak. Biz de dolaşıyoruz Sığacık sokaklarında huzur içinde ve kulak kabartıyoruz Sığacıklıların konuşmalarına. Ne demişler: “Öylesine huzurludur ki kelebek; kovalandığında bile acele etmez.”
“Daha önce balıkçıydım. 15 yıldır tekne turları düzenliyoruz. Aynı zamanda kış aylarında da balık turları düzenliyoruz. Tekne turlarını ve balık turlarını SELİNDA- SELİNDA1-SELİNDA2 ve TUFAN isimli 4 farklı boy ve özellikteki teknelerle yapıyoruz. Sahip olduğumuz cok sayıdaki tekneler ve tecrübeli personel kadrosuyla şirketlere ve gruplara da özel tekne turları ve balık turları düzenliyoruz.
Her yıl düzenli olarak karaya cıkarak bakımlarımızı yapıyor ve yeni sezona hazır bir şekilde turlarımıza başlıyoruz. Yaz sezonu boyunca turlarımız hergün saat 10.30 sığacık limanından hareketle başlıyor. Bir saatlik bir yolculuktan sonra Papaz Boğazı’nda 30 dakika deniz molası veriyoruz. Daha sonra hiç rüzgar almamasından dolayı yemek koyu ismini verdiğimiz Yalancıkokar’da yemek molası veriyoruz. Burada iki saat kalıyoruz. Üçüncü durağımız Çamur Koyu. Buradaki çamur cilde çok iyi geliyor. Burada da 45 dakika kalıyoruz. Dördüncü koyumuz Taşada. İçinde bulunan adaya benzer büyük bir taştan dolayı bu ismi alan koyda bir saat kaldıktan sonra son durağımız olan Akvaryum’a gidiyoruz. İsminden de anlaşılabileceği gibi burası çok güzel ve temiz. Burada da bir saat kalıp saat 17.30 gibi Sığacık Limanı’na geliyoruz.
Ben şu anda 60 yaşındayım. Bu süreçte Sığacık’ta çok şey değişti. Bu değişimin en önemli göstergelerinden biri de yat limanı ve Cıtta slow. Artık seferihisarın şirin mahallesi sığacık sadece izmir ve cevresinden değil tüm dünya ülkelerinden misafirlerini ağırlıyor. İlçemizin tanınmasında büyük rol oynayan belediye başkanımız sayın Tunç SOYER’e ve sığacık yat limanını işletmekte olan COLİN firması yetkililerine teşekkür ediyoruz.
Lütfen Size Uygun İletişim Yöntemini Kullanarak İrtibata Geçiniz.
Telefon İle Ulaşmak İçin
Tolga Tufan: 0(532) 583 38 55
Deniz Tufan: 0(532) 425 83 98
Email İle Ulaşmak İçin
Sormak istedikleriniz için adreslerimiz
Tolga Tufan: tufantolga@hotmail.com
Teknelerimizin Bulunduğu Yerler
Seferihisar Sığacık Limanı
İskele 1-2
İskele 3-4
Tüm Hakları Saklıdır 2014. Tasarım Baturbey SEYHAN.